Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
Muzaffer Jul 2019
telefon her çaldığında
damarlarımda yürüyen kan
koşmaya başlıyor ve nabzım
bir yarış atı gibi luta kalkarak
gözlerimi hızla ekrana taşıyor..

"meleğim" arıyor

kaydı olmadığında
bungee jumping’in ipi
kopmuşçasına hızla bir
boşluğa düşüyorum..

intihara meyilli kalp çakram
akordu bozuk bir gitar gibi
devasa kolonların tweeter’larını
birer birer patlatmasının ardından
büyük fırtına sonrası sessizliğimin
fermuarını yavaş yavaş, yukarı çekiyor..

bu mastürbasyonel psikolojiyi
günün belirli saatlerinde
orgazmın eşiğinden dönen
bir homosaphien gibi yaşamak
acı verse de,
versace saatlerin
dolçe vita öpücükleri
bir an da, olsa
bohem ambiansların
ambulansında
sevişmelerimizi serum yoluyla
beynimden yüz hatlarıma yayıyor

benim olduğunu biliyorum
ve birazdan..

"meleğim" arıyor

yazacak
neonlar yüzümde parladığında
ve ben, bekliyor olacağım seni
menekşelerin dansettiği
cezayir sokağında..

..
bir gün demiştin ki yazdığın şiirleri göstersene bana
kalemliğimde sakladığım sana yazdığım onca şiirden habersizce
bütün bir sene boyunca
her ne kadar taksimde bi sokak arasında
itiraf etmeye çalışmış olsam da acemi bi şekilde
benden kalan sadece yarı bozuk bir daktiloda döktüğüm birkaç kelime oldu sana
geri dönüp sımsıkı sarıldığında şişhane metrosunda
eline son anda sıkıştırdığım o kağıtta
oysa hiç haberin yoktu sadece ellerine bile şiirler yazdığımdan
baş parmağındaki izi hiç unutmadığımdan
attığın her bir şarkıyı defalarca dinlediğimden
o köşedeki müzik odasında çaldığın parçaları hiç unutmadığımdan
özellikle o gün gitar elinde gözlerini gözlerimden ayırmazken
ne kadar çok dudaklarını öpmek istediğimden
hiç haberin olmadı
sana olan duygularımdan
belki de bir bakıma saklamak istedim seni
kalemlerimin arasında
başkalarına şiir olmandan korkarcasına
ama sen gittin gideli dünyanın bir ucuna
benim aklım hala aynı sırada yan yana oturduğumuz o zamanlarda
kalbinde bi yer edinemedim ama belki ilerde bir yerim olur kitaplığında

— The End —