Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
cimen altinda gecen 225 gunden sonra benden daha *** sey biliyor olmalisin.
kanini emip bitireli epey oldu, artik bir sepetteki kuru bir cubuksun.
bu isler boyle mi oluyor?
bu odada hala ask saatlerinin golgeleri var.
birakip gittiginde asagi yukari herseyi alip gittin.
geceleri beni ben olmaya koymayan kaplanlarin onunde diz cokuyorum.
senin sen olman asla bir daha olmayacak.
kaplanlar beni buldular ama artik umurumda bile degil.
translated by somebody
Ceyhun Mahi Jul 2017
Damla damla geldi yağmurlar gibi,
Bir hafif yağıştan aldım bir ilham,
Şairim öyle de yazdım tabii,
Ve kelimeleri döktü hep kalem.

Dağılmış, yayılmış mis kokular hoş,
Ağaçlar yakarsan yanamaz ateş,
Boz bulutlar geldi, gelmedi güneş,
Bu bahar yağışı eder hep devam.

Böyle havalarda etmem şikayet,
O düşen inciler değil mi rahmet,
Akan yağmur bence güzel bir nimet,
Fikirler gibi havada gezer nem.

Böyle bir destan biraz başka olmuş,
Küçük yağışlar gibi kısa olmuş,
Bu sevimli inşallah sana olmuş,
Yağmurlu günlerde olsun sana şem.

Bir yağmurlu günde yazdım bir destan,
Ben böyle inşallah oldum bir ozan,
Boyle bir şiir görsün benim divan,
Okuyanlar duysun benden vesselam!
A Turkish poem about rainfalls.
Muzaffer Apr 2019
dünyayı tedavi etmemi istiyorlar benden, sıklaştırmalıymışım safları
sağdan say dediklerinde, 1 demeliymişim kadrolu saftorik olarak
sonrası kolaymış, olaymış birine yardım etmesem
kürekle kilo kaybına uğramış fareymiş mesela yolda rastladığım
uygun bir çukura gömmeli diye geçirmeliymişim aklımdan
konteynıra bıraksam, gaz yaparmış vicdan bütün gün

sonbaharmışım, kaldı ki, yaz fortun damağında
dönüp geri bakamaz, plajdan öpücük alamazmışım
hüzünmüşüm biraz işte, üzülmüşüm o yüzden
kapa çeneni diyemezmişim pençedeki deliğe
üşür
ıslanır
büzüşürmüş etiyopya nüfuslu ayak parmaklarım

ama yetmezmiş, bu daha ne ki
yollardan bonsai man toplar, karakolda ifadeye gam üflermişim
angaryaymışım ben, asli görevimmiş hayal kırıklığı
atar damar atarlanamazmış mesela
atanırmış kalbe
düşü anket
düşük banket sevdalar

dur sen
bu daha ne ki
sevemezmişim
o da ne demekmiş öyle
işine bakmışım ben

güzmüş, güzelmiş
ama tüzelmişim ben
neme gerekmiş bahar
çileymişim ben
çilek kim, ben kim
soğukmuş
donukmuş
kullanılmışım ben

o benmişim
kederin
ayrılığın karanlık şehri
o ben işte
ruhu bedeni har
varın albatrosa sorun
benim adım sonbahar...
bir gün demiştin ki yazdığın şiirleri göstersene bana
kalemliğimde sakladığım sana yazdığım onca şiirden habersizce
bütün bir sene boyunca
her ne kadar taksimde bi sokak arasında
itiraf etmeye çalışmış olsam da acemi bi şekilde
benden kalan sadece yarı bozuk bir daktiloda döktüğüm birkaç kelime oldu sana
geri dönüp sımsıkı sarıldığında şişhane metrosunda
eline son anda sıkıştırdığım o kağıtta
oysa hiç haberin yoktu sadece ellerine bile şiirler yazdığımdan
baş parmağındaki izi hiç unutmadığımdan
attığın her bir şarkıyı defalarca dinlediğimden
o köşedeki müzik odasında çaldığın parçaları hiç unutmadığımdan
özellikle o gün gitar elinde gözlerini gözlerimden ayırmazken
ne kadar çok dudaklarını öpmek istediğimden
hiç haberin olmadı
sana olan duygularımdan
belki de bir bakıma saklamak istedim seni
kalemlerimin arasında
başkalarına şiir olmandan korkarcasına
ama sen gittin gideli dünyanın bir ucuna
benim aklım hala aynı sırada yan yana oturduğumuz o zamanlarda
kalbinde bi yer edinemedim ama belki ilerde bir yerim olur kitaplığında

— The End —